İnsan, doğduğu dünyadaki güçsüzlüğü ve çaresizliği nedeniyle varoluşunda bir eksiklik duygusuyla karşılaşır. Bebeklik döneminde ‘normal’ bir çaresizlik içinde olan insan, çocuklukta da güçlü yetişkinlerin arasında zayıf bir varlık olarak kalır. Hayatı boyunca bu eksikliği gidermek için doğaya ve çevresindeki insanlara karşı üstünlük sağlama çabası içinde olur. Bu süreç, kusursuz bir varlık olma isteğiyle devam eder.
Eksiklik Duygusu ve Gelişim
Eksiklik duygusu, toplumda hoş karşılanmayan ve çoğunlukla kaçınılan bir durum gibi görünse de, aslında bireyin gelişimi ve insanlığın evrimi için gerekli bir itici güçtür. Eksiklik, kişiyi daha fazla çaba göstermeye ve yeni şeyler üretmeye teşvik eder.
Değersizlik Duygusu Nasıl Gelişir?
Değersizlik duygusu ise eksiklik duygusundan çok farklıdır. İnsanı üretkenliğe teşvik etmek yerine, bir kısırdöngüye sokar. Değersizlik, kişinin kendisini diğer insanlardan daha aşağı görmesi olarak tanımlanabilir ve çoğunlukla çocukluk dönemine dayanır. Özellikle ebeveynlerin çocuklarına yeterli değeri vermemesi, bu duygunun oluşumunda büyük bir etkendir.
Değersizlik Duygusu Yaşayan Kişilerin Davranışları
Bu duyguyu yaşayan kişiler, çevrelerindeki insanları ya kendilerinden üstün ya da daha aşağı görürler. Eşitlik kavramı onlar için yoktur. Bazı insanları küçümserken, bazılarını yüceltirler. Küçümsedikleri kişilerde, kendilerinde hoşlanmadıkları özellikleri görürler. Diğer yandan, yücelttikleri kişiler ise onların olmak istedikleri ama olamadıkları insanlar olarak görünür. Ancak bu insanlar, onlara kendi yetersizliklerini hatırlattığı için bilinçdışı bir düşmanlık da beslerler.
Değersizlik Duygusunun Kaynağı
Değersizlik duygusunun temelinde, bir insanın kendi varlığına değer vermemesi yatar. Kendisine tanımadığı hakları başkalarına tanıma eğilimindedir. Kendisini kabul eden kişileri küçümserken, kendisini reddeden kişilere daha fazla önem verir. Bu durum, bireyin içsel bir çatışma yaşamasına neden olur.
Değersizlik Duygusuyla Nasıl Başa Çıkılır?
Değersizlik duygusunun temelinde, bireyin toplumun beklentilerine uymaya çalışması ve kendini tanımlayamaması yatar. Kendini gerçekçi bir şekilde tanımlayabilen ve hayatta karşılaştığı zorlukları kabul edebilen bireyler, bu duyguyu yaşamazlar. İnsan, varoluşsal sorunlarla yüzleşmekten kaçınmamalı, kendini tanımak için yola çıkarken değer ölçütlerini gözden geçirmelidir.
Yorumlar
Yorum Gönder