Psikanaliz , İkna ve Halkla İlişkiler


PSİKANALİZ ,  İKNA  VE  HALKLA  İLİŞKİLER

Psikanalizin de içinde yer aldığı psikodinamik yaklaşımlar bireyin bastırdığı, bilinçaltında sakladığı güdü ve davranışları bilinç alanına getirerek çözüme ulaştırmayı hedefler. Psikanaliz, içsel deneyimleri çözümleyerek insan davranışlarını anlamaya ve psikolojik sorunları tedavi etmeye çalışan bir psikoterapi yöntemidir. Kuramı geliştiren Sigmund Freud, insanların cinsellik ve saldırganlığa bağlı olarak ortaya çıkarttığı içgüdülerin yaşam içgüdüsü (Eros) ve ölüm içgüdüsü (Thanatos) olduğunu ve insan davranışlarını bu içgüdülerin yönettiğini belirtir.(1)

İnsanlar, kendileri dışında bir başka şey tarafından (bilinçaltı ve güdüler) yönetildikleri düşüncesine eriştiklerinde hakimiyetin tamamen kendisinde olmadığının farkına vardı. Verilen kararların %95’inin bilinçaltı tarafından gerçekleşmesi ve bilinçaltımızın kontrolünün elimizde olmaması, başka bir etken tarafından yönlendirilebilirlik durumunu bilimsel anlamda kanıtladı.

Bilinçaltı ise duyu organlarının erişebildiği her türlü verinin bilinç tarafından algılanma düzeyine çıkmadan depolanmasından oluşuyor. Bastırılmış duygular da o an için yok olduğu düşünülse de yapılan sadece o duyguları bilinçaltına itmek oluyor.  Freud aynı zamanda bilinçaltının büyük çoğunluğunun 0-6 yaş arasında bulunan çocukluk döneminde oluştuğunu ve o zaman yaptığımız kodlamaların yetişkinlikteki davranışlarımıza şekil verdiğini söyler. Psikolojide bu konu ‘şema’ olarak işlenir.(1)

İnsanlar bir arada yaşamaya başladıkları ilk zamanlardan itibaren birbirini etkileme ve yönlendirme çerçevesinde iletişim kuruyorlardı ve hem gen hem de bilgi düzeylerini birbirine aktararak gelişim gösteriyorlardı. İkna üzerine çalışmalar yapan Aristoteles, retorik üçgenini geliştirmiş ve bu üçgeni oluşturan Ethos, Pathos , Logos ikna edici iletişimde, mesajın daha etkin bir şekilde amacına yönelik oluşturulmasını sağlıyor. Mesajın kaynağının taşıması gereken özellikler konusunda ethos yardımcı olurken, duygulara hitap eden mesajlarda pathostan ve rasyonel mesaj iletmek istediğimizde logostan yardım alıyoruz.

İnsanları ikna ederken bunu bilinç düzeyinde mesajlarla yapmaya çalıştığımızda bir savunma mekanizmasıyla karılaşırken, bilinçaltına yönelik oluşturulan mesajlarda herhangi bir engelle karşılaşmadan mesajı aktarmış oluyoruz. İkna etmek istediğimizde, bilinçaltına yönelik mesajlarla amacımıza daha kolay bir şekilde ulaşıyor da olsak mesajı üretme evresinde bilinçaltına yönelik mesajlar oluşturmak daha zor olduğundan her iki türde de zorluklarla karşılaşıyoruz. İkna edici bir mesaj oluştururken bu nedenle psikanalitik kuramlardan faydalanmamız gerekiyor.

Kitleleri yönlendirmek üzere yapılan propagandaların başarılı olabilmesi için ikna edici bir mesaj barındırması gerekiyor. Temelde halkı yönlendirme işlevlerinden dolayı propaganda ve halkla ilişkiler aynı noktadan doğmuş olsa bile, geçmişten günümüze doğru gelirken halkla ilişkiler bir takım etik ilkelerle ilişkili olarak gelişmiştir. Propagandanın Hitler ile özdeşleşmesi durumunda Edward Bernays halkla ilişkiler kavramını ortaya atmıştır ve insanların yararına yönlendirmeler yaptığını savunarak hareket etmiştir.  Kadınlar için sigarayı özgürlük ve başkaldırı olarak kodladıktan sonra sigara satışlarını arttırmıştır. Bu kampanyanın temelinde danıştığı bir psikiyatrın, insanların bilinçaltında sigaranın penis ile kodlandığını ve bu nedenle sadece erkeklerin kullandığını, eğer kadınları sigara kullanmaya teşvik edebilirse erkek ve kadınların eşit olabilecekleri söylemleri yatar.(2)

Halkla ilişkilerin günümüzdeki amaçlarına bakacak olursak; kamu yararı güderek, karşılıklı güven oluşturarak, işbirliği yaparak, iki tarafında kazanmasını amaçlar ve kurum ile iç ve dış müşteri ilişkilerini olumlu itibar oluşturacak şekilde yönetir. Tüm bunları yaparken psikoloji ve ikna edici nitelikte iletişimden yararlanır. Çünkü temelde amaç tutum ve davranışları yönetmektir. En çok da hedef kitle analizinde, mesaj oluşturulmasında, oluşturulmak istenen algıyı yönetmekte ve kurum içi motivasyonu arttırmada psikolojiden ve iknadan yararlanılır.(3) Söz konusu insan olduğunda kurulacak her türlü iletişimde psikoloji ve ikna bilgilerini uygulanabilir ve amaca yönelik kılmak önemlidir.

Kaynakça
(1)    Anadolu Üniversitesi, AÖF Birey ve Davranış, sf. 69-70-145
(2)    Ben Asrı Belgeseli
(3)    Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi 1.sayısı Psikoloji ve Halkla İlişkiler İlişkisi Üzerine 

Yorumlar