Hayattaki Tüm Olasılıkları Gerçekleştirmek "Mr. Nobody"

Hayattaki Tüm Olasılıkları Gerçekleştirmek "Mr. Nobody" 


Bay Hiçkimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır...

Her izleyenin gözünden yeni anlamlarla tekrar tekrar varolan bir film. İzleyen insanların da tekrar izleme sayısına doğru orantıda anlam çıkarımları daha da artmaya devam ediyor.

Filmi izlemeden önce sicim teorisi, kelebek etkisi, paralel evrenler gibi konularda genel bir fikriniz olursa film daha anlaşılır gelecektir.

“Hiçbir seçim yapmadığınız sürece tüm olasılıklar mümkündür.” 

Nemo, olasılıkların tümünü gerçekleştirdiği bir hayat yaşadı. Bir seçim yaptı ama yapmadı da, bir karar verdi ama vermedi de. Aynı anda tüm olasılıklara bağlı olarak gelişen hayatlarda yer aldı. Paralel evrenlerde aynı anda tüm olasılıkları gözden geçirişini izledik. Böylece sona geldiğinde hayatı tam anlamıyla yaşayabilmiş oldu. Biz tüm bunları izlerken, o tren istasyonunda annesini mi babasını mı seçeceğini gözden geçiriyordu yalnızca.

"O hayatların hepsi gerçek, seçilen her yol doğru. Yaşanılanlar bambaşka şekilde vuku bulabilirdi ancak öyle olsa dahi yine de aynı mana ve değeri taşırdı."

Filmde verdiğimiz her kararın, yaptığımız her seçimin hatta attığımız her adımın bir sonucu olduğunu ve bu süreçte hayatımızın verdiğimiz karardan sonrasının yeniden yazıldığını anlatmak istediklerini düşünüyorum. Yaptığımız seçimler birçok farklı seçim silsilesini de beraberinde getiriyor. Aynı zamanda dünya üzerindeki canlı – cansız tüm varlıkların birbiriyle etkileşim içerisinde olduğunu da unutmamak gerek. Bu nedenle seçimleri, sonuçlarına göre doğru veya yanlış diye değerlendirmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü yaptığımız seçimler sadece bizi etkilemiyor yani bizim için kötü gibi gözükse de diğer varlıklar için gerekli bir sonuç doğurmuş olabiliyor. Yaptığımız seçimler ve sonuçları ne olursa olsun aynı mana ve değeri taşıyan bir sona ulaşmak da, bizi salt kaderci bir yaklaşıma itmemeli veya seçimlerimizin sorumluluklarını almaktan alıkoymamalı.

"Gelecekte neler olacağını bilemediğimiz için seçim yapamayız. Gelecekte neler olacağını bildiğimiz için seçim yapmamız imkansızdır."

Gelecekte neler olacağını bilemediğimiz için seçim yapamamak nihayetinde katlanılabilir bir durum ama neler olacağını bilip de seçim yapamamak durumunda hiçbir zaman kalmak istemem. Hayatta kalma içgüdümüzün beslendiği tek nokta geleceğin belirsizliği sanırım. Bir sonraki adımı ve sonuçlarını planlasak da her zaman geleceğin bir muamma olmasının çok değerli bir şey olduğunu bu filmle birlikte bir kez daha anladım. Hayatımı gerçekten kararlarımla değiştirdiğime inandığım, Nemo'nun tren istasyonundaki anına benzer büyük iki veya üç anım olduğunu düşünüyorum. Eğer bu filmi o kararları vermeden önce izlemiş olsaydım muhtemelen karar veremezdim.

"Yaşayabileceğim tüm hayatlardan, tek bir hayat için vazgeçtim." 

Sonsuz olasılıklar arasından seçim yaparak tek bir hayat çizgisi oluşturuyoruz. Ama yukarıda filmden alıntı yapmış olduğum bu cümlenin vazgeçmek ile anlatmak istediği, tüm seçimlerin ulaşılmak istenilen tek bir amaç uğruna yapıldığı. Şayet paralel evrenlerde tüm olasılıklar yaşanıyorsa ne mutlu bize. Kötü bir seçim yapmış olduğumuzu düşünsek de bir yerlerde yaşanması mümkün olan iyi olasılıkların gerçekleşiyor olduğunu düşünmek iyi hissettiriyor. Ama paralel evrenlerin ya da reenkarnasyonun varlığı konusunda net bir cevaba ulaşamadığımıza göre elimizde tek bir hayat olduğunu varsayarak seçimlerimizi dikkatli bir şekilde yapmakta fayda var.

Yorumlar