Hayatınızı Dönüştürmek İçin 4 Anlaşma


Hayatınızı Dönüştürmek İçin 4 Anlaşma

Kullandığın kelimelere dikkat et!

Kelimeleriniz hayatınızı şekillendirir. Duygu ve düşüncelerinizi nasıl ifade ettiğiniz, düşünce yapınızı ve genel bakış açınızı doğrudan etkiler. Olumlu düşünceleriniz olsa bile, bunları olumsuz bir dille ifade etmek, negatif bir etki yaratır. Kullandığınız kelimeler, farkında olmadan kendini gerçekleştiren kehanetler haline gelebilir.

Bu gücü olumlu ya da olumsuz kullanmak tamamen sizin elinizde. Örneğin, bir öğrenciye sürekli başarısız olduğu söylendiğinde, bu inanç öğrencinin davranışlarına yansır ve gerçekten başarısız olur. Ancak aynı öğrenciye başarılı olduğu söylenirse, bu olumlu inanç, derslerine daha motive yaklaşmasını sağlar.

Kelimelerinizin gücünü doğru kullanarak hem kendinizle ilgili hem de dünya ile ilgili algınızı pozitif yönde değiştirebilirsiniz. Hayatınızı olumlu yönde dönüştürmek istiyorsanız, ilk adım olarak düşüncelerinizi kelimelerle nasıl ifade ettiğinize dikkat edin.


Hiçbir şeyi kişisel alma!

Etrafınızdaki olayları kişisel almamak, mental sağlığınızı korumak için önemlidir. Düşündüğünüz birçok durum aslında sizden bağımsız olarak gerçekleşir. Ancak bu durumu kişisel alarak, çevrenizdeki sorumlulukları üzerinize yüklersiniz. Olumlu ya da olumsuz hiçbir şeyi kişisel almamalısınız. Alınan bir iltifat ya da hakaret, sizinle doğrudan ilgili değildir. Olumsuzlukları kişisel almaz ve olumlu olanları da içselleştirirseniz, gerçeklikten ve kendinizden uzaklaşabilirsiniz.

Kendinize dışarıdan gelen uyarıcılara karşı bir mesafe koymak, bu durumu daha iyi yönetmenize yardımcı olacaktır. Kendi benliğinizi tanımanız, bu süreçte size önemli bir avantaj sağlar.


Varsayımlarda bulunma!

Belirsiz bir durumla karşılaştığınızda varsayımlarda bulunmak yerine, durumu netleştirmek için soru sormak en etkili yoldur. Zihniniz genellikle en kötü senaryoları varsayar; bu da gerçeklikten uzaklaşmanıza neden olur. Yanlış anlaşılmaların temel sebebi, varsayımlarda bulunmaktır. Karşınızdaki kişinin davranışlarının nedenini anlamadığınızda, bunu ona sormaktan çekinmeyin. Eğer varsayımlarda bulunursanız, o davranışın sorumluluğunu üzerinize alırsınız; ama sorarsanız, o davranışın sorumluluğu onu gerçekleştiren kişiye ait olur.


Yapabildiğinin en iyisini yap!

Hayatta her şeyin en iyisini yapmak ile yapabildiğinizin en iyisini yapmak arasında önemli bir fark vardır. Yapabildiğinizin en iyisini yapmak, o anki koşul ve ruh halinizi dikkate alarak en iyi çabayı göstermek demektir. Kendinize karşı anlayışlı ve affedici olabilmek için, her zaman en iyisini değil, yapabildiğinizin en iyisini hedeflemelisiniz. Örneğin, kendi yemeğinizi pişirmeyi planladınız ancak hasta olduğunuz için yapamadınız. Bu durumda dışarıdan yemek söylemek, o an için yapabildiğinizin en iyisidir. Kendinizle çatışmak yerine, yapabildiğinizin en iyisini yaptığınız için kendinizi takdir etmelisiniz.

Sonuç

Bu yazımda, Don Miguel Ruiz'in "Dört Anlaşma" kitabını kaynak olarak ele aldım. Dört anlaşma hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, bu kitabı edinmenizi ve Don Miguel Ruiz’in yer aldığı “8 Saniye” filmini izlemenizi tavsiye ederim. Filmde, gerçek bir hikaye, o hikayeyi yaşayan kişi tarafından canlandırılıyor. Başroldeki kadın oyuncu, kendi hayatını beyaz perdede tekrar canlandırıyor.


Yorumlar